Ana içeriğe atla

Özel Yetenekli Çocuğun Eğitimi, Toplam Eğitim Kalitesinden Bağımsız Değildir

Eğitim konusunda gelişmiş ülkelerle ülkemizi kıyaslarken sadece özel yetenekli çocukların eğitimini değil bütün eğitim sistemini birlikte incelemek durumundayız. Zorunlu eğitim süresinden tutun da alan seçimi, ortaöğretimde meslek edindirilmesi, üniversite giriş sınav sistemi, KPSS vb. bütün bunların her ülkede çocuğun hayatına yansıması farklıdır. Farklı ülkelerde yaptığımız çalışmalarda müfredatların, ihtiyaçlara ve beklentilere göre belirlendiğini gözlemledik. Ülkemizde en batıdaki şehrimizdeki çocuktan/öğrenciden beklentilerimiz de en doğu, en kuzey ve en güneydeki çocuktan beklentilerimiz de aynıdır ki normal eğitimde bile bu kabul edilebilir değildir. Ortak kazanımlar tespit edildikten sonra bölgesel farklılıklar dikkate alınmalıdır. Nihayetinde büyük şehirlerin tek çocuklu ailelerinde öğrencilerin üzerinde ailelerin destekleri, eğitim yatırımları ve şehir kültürünü düşündüğümüzde çok çocuklu ailelerin ihmal edilmiş, gözden kaçmış, okul çağına geldiğinde henüz dil kullanımı bile gelişmemiş çocuklarla karşılaşabileceğimizi düşünüp bölgelere, okullara gönderdiğimiz öğretmenleri özel eğitimlerden geçirmeli ve ihtiyaca binaen öğretmen atamaları yapılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde sözleşmeli öğretmenlerin sayısının daha fazla olduğunu gördük. Başarı, veli ve öğrenci memnuniyetsizliği / memnuniyeti sözleşmelerinin yenilenmelerini etkilemektedir. Bu da öğretmenin motivasyonunu ve başarısını arttırmakta ve eğitim kalitesi standardını yükseltmektedir. Ülkemizdeki eğitimci atama sisteminde ise özel okullar haricinde öğrencimizin, velimizin, başarılı öğretmen seçme gibi bir şansı yoktur. Meslek içi eğitimler olumlu sonuç verse, eğitimin ana unsuru olan eğitimci başarısı arttırılabilse bugünkü şikâyetçi olduğumuz çoğu sorun ortadan kalkacaktır. Sendika ve devlet memuru güvencesi başarılı ve başarısız öğretmen arasında zayıf eğitimcinin lehinedir. Eğitimci seçme ve atama sınavlarına karakter tahlili, öğretebilme kabiliyeti gibi ek eleme sınavları eklenmelidir. Özel yetenekli/üstün zekâlı çocuklar diye adlandırdığımız farklı öğrenme modelleri ve yaşları olan çocuklarımız, yetiştirme açısından farklı ihtiyaçlara sahiptir. Yabancı dillerde ‘hediye çocuklar’ diye de adlandırılan çocuklar, uzun zamandır hatta hâlâ üstünlük sıfatı ile anılmaktadır. Toplumsal sermaye, beşerî sermaye olarak adlandırdığımız insan topluluklarımız içinde önemli bir yere sahip olan bu çocuklarımız daha zeki oldukları için değil sadece çocuk oldukları için kıymetlidir. Bu çocuklarımızı diğer çocuklardan ayıklayarak bir üstünlük sıfatı vermek öncelikle tanımlanan bu çocuklar için büyük bir yüktür. Toplumda ve ailelerde test yaptırarak çocukların zekâ seviyesini ölçtürmek popüler hâle geldi. Peki, çocuklarımızın zekâ seviyeleri arzu etmediğimiz seviyede çıkarsa çocuklarımızdan vaz mı geçeceğiz?


Üstün Yetenekli Çocukların Keşfi, Eğitimleriyle İlgili Sorunların Tespiti ve Ülkemizin Gelişimine Katkı Sağlayacak Etkin İstihdamlarının Sağlanması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporundan Yansımalar, Halide İncekara (22, 23, 24. Dönem İstanbul Milletvekili)

YENİ TÜRKİYE 115/2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 2: MUHTELİF YAŞTA ÇOCUKLAR VE TECRÜBİ RUHİYAT

Her çocuk ayrı bir alemdir. Her çocuğun ayrı bir tetkike tâbi tutulması yeni neslin terbiyesi nokta-i nazarından mühimdir. Doğumdan üç yaşına kadar çocukların tetkiki doğrudan doğruya mürebbiyeye ait olmadığı için bu bahis üzerinde tevakkuf etmeyeceğiz. Çocuk ana mektebine girdiği andan itibaren nema-yı muayeneye tâbi tutulabilir; bu kadarı da mürebbi için kâfidir. Bundan sonra ruhiyat nokta-i nazarından çocuğun tarassudu gelir. Üç yaşından yedi yaşına kadar çocukların ruhî tetkiki kabil midir? Yakın zamanlara kadar bu mesele ile çok az mütehassıslar uğraşıyordu. Müteveffa  Alfred Bine  ile refiki Doktor Simon’un, çocuk zekasının ölçülmesine dair vücuda getirdikleri mihekklerden istifade edilerek bu yaşlardaki çocukları tetkik etmek mümkün oluyor. Bir çocuk ne vakit şu, yahud bu mefhumu edinir, adet fikri muhtelif şekilleri altında zihnine ne vakit girer, lisanı nasıl teşekkül eder? ... ilh gibi birçok meseleler mürebbi için bilinmesi elzem olan şeylerdir. Ana mektebine dahil ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 3: İKİ YAŞINDAN ALTISINA KADAR ÇOCUKLARIN TERBİYE-İ BEDENİYESİ

Kindergartenlar – Çocuk Oyuncakları – Çocuklarda Ceht – Fiil-i Teneffüs – Terbiyede Gaye – Mini Minilerde Disiplin – Cahil Mürebbiyeler             Avrupa ve Amerika’da iki üç yaşından itibaren içtimaî müesseseler sırasına geçen çocuk bahçeleri kindergarten lerde terbiye görüyorlar. Alman pedagogu Frobel ’in bundan seksen sene evvel teessüs ettiği çocuk bahçeleri bu son elli sene zarfında ilk mekteplere tekaddüm eden ciddi ve samimi bir aile ocağı hâlini aldı. Frobel bu çocuk yuvasını teessüs etmekle cemiyet-i beşeriyenin nüvesi olan ilk çocukluk hayatının ruhî ve bedenî ihtiyaçlarını temin etti. Onun himmetiyle küçük dimağlar büyük yorgunluklardan kurtarıldı. Yine onun himmetiyle oyunun bir terbiye vasıtası olduğu anlaşıldı. Bu şefkat yurtları teessüs ettikten sonradır ki dört beş yaşında çocuklara kargacık burgacık yazılar ezberletmekten vazgeçildi. Kindergartenlerda bu mini mini yavrucaklarla kitapla, defterle, sıra ile, kürsü ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 1: ZİYARETÇİ MUALLİMLER

Muallimler; mektepte olduğu kadar aile içinde de çocukla çocuğun ebeveyniyle meşgul olmalıdırlar. Mekteplerdeki fakir talebenin öğle yemeklerini temin için şayan-ı şükran bir alâkadarlık vardır. Hilal-i Ahmer, Himâye-i Etfâl, yavrulardan bir kısmını olsun doyurmaya çalışıyorlar. Fikrimizce mektebe devam eden fakir olmayan diğer çocuklar da kâfi derecede kalori almıyorlar. Ana ve babalar çocuklarının gıdasıyla fazla meşgul olmamakla beraber, mektepler bilhassa kışın erken açıldığından talebe mektebe yetişememek korkusuyla ekseriyetle kahvaltı yapmadan evden çıkarlar. Öğle zamanı oyuna yetişmek için acele acele yiyip bahçeye giderler. Akşam yemeğinde de yorgun düştüklerinden tamam yemezler. Baba ile birlikte yemeği i’tiyad etmiş çocuklar, babası gecikince uykuya galebe edemez, aç da uyurlar. Muallimlerimiz, mektep doktoru ile birlikte bu çocuklarda da tetkikat yapsalar kâfi derecede gıda almadıklarını göreceklerdir.   Esasen mektep doktoru muallimlerle birlikte her çocuğun beden...