Ana içeriğe atla

Özel/Üstün Çocukların Eğitilmesi/ Yetiştirilmesi

Özel yetenekli çocukların eğitilmesi kavramından ziyade özel yetenekli çocukların yetiştirilmesi kavramı bana daha yakındır. Eğitim, etken ve edilgen bir ilişki anlatırken yetiştirmek çocuğun hayatında kendi kabiliyetleri doğrultusunda gelişimine katkı sunmaktır. Eğitimde eğitilen ve eğiten vardır. Özel yetenekli çocuklardan bahsediyorsak eğiten kişilerin en az bu çocuklar kadar yetenek sahibi ya da yeteneklerin farkında olmaları, aynı zamanda bu çocukların farklı olan duygu dünyalarını kavrama konusunda da gelişmiş becerilere sahip olmaları gerekir. Özel yetenekli çocukların eğitilmesi/yetiştirilmesi konusu farklı/özel bir konudur; çocuklarımızı diğer akranlarından ayırmadan aynı kurum ve aynı çevrede eğitim almaları tavsiyemizdir. Farklı yeteneklere sahip çocukların ayrı çatı altında kendine benzeyen çocuklarla birlikte eğitim almasını savunanlar da vardır. Arzumuz, çocuğun öğrenmesi ise kendisine benzeyenler ile aynı çatı altında olması öğrenme hızını artırır lakin şahsiyet gelişimini, problem çözme kabiliyetini, farklı karakterleri tanımasını ihmal ettirebilir. Bu uygulamada çocuklar, dünyanın sadece kendine benzeyen insanlarla dolu olduğunu düşünebilir. Böyle bir durumda çocuklar, hayata atıldıklarında farklı karakterler ve problemlerle karşılaştıklarında çözüm geliştirme kabiliyetleri sınırlı kalacaktır. Bu nedenle normal akranları arasında, aynı ortamlarda, farklılaştırılmış, zenginleştirilmiş, gerekirse sınıf atlatılarak, hafta sonları ve tatil dönemlerine serpiştirilmiş; yeteneklerini ve problem çözme kabiliyetlerini geliştirecek özel programlar yapılmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı çocukların öğrenme ihtiyacını giderirken (mentor buluşmaları da dâhil) aile ve akraba ilişkileri beraberinde Gençlik ve Spor Bakanlığının yaz dönemleri yapacağı kamplar (Gençlik ve Spor Bakanlığı bu kampları zaman zaman yapmaktadır, birtakım özel kurumlar bunu para karşılığı yapmaktadır) ile çocuklar, hayatın içine karışma, gözlem yapma ve becerilerini geliştirme olanağı bulacaktır. Yetenekli çocukların eğitimi, sıralarda, tahta önü ve okul çatısı altında gerçekleşemez çünkü bunlar özel çocuğun ihtiyacını karşılayamaz hatta bu şekilde çocuğun zihnini ve zekâsını hapsetmiş olursunuz. Özel yetenekli çocuk, doğayla, diğer canlılarla iç içe ve farklı problemleri gözlemleyebileceği insan ilişkileri içinde olması gerekir. Şunu biliyoruz ki icatların çoğunluğu doğanın taklididir. Doğayı izlemeyen/gözlemeyen çocuğun zekâsı nereden ve nasıl tahrik olacak! Sorunla karşılaşmayan çocuğun zekâsı problem çözmeye odaklanamaz. Millî Eğitim Bakanlığında farklı dezavantajlı gruplardaki çocukların (özel yetenekli çocukların da özel eğitime ihtiyaç duyduklarını düşünürsek) eğitimlerinin aynı çatı altında olması, özel yetenekli çocukların empati, merhamet ve çözüm bulma kabiliyetlerini dikkate aldığımızda birçok engel grubunda çözüme yönelik adımları hızlandıracağını düşünüyorum. Yakın zamanda Ataşehir İstanbul Fuat Sezgin BİLSEM’de bunun iyi örneklerine şahit olduk. Farklı engel gruplarından eğitim alan öğrencilerle BİLSEM öğrencilerinin, BİLSEM’deki inşaat dolayısıyla bir süre bir arada kalarak eğitim almaları sürecinde özel yetenekli öğrencilerimiz diğer gruptaki arkadaşlarının ihtiyaçlarını gidermek için ürün ortaya çıkarmışlardır. Güzel bir örnek; özel yetenekli öğrencilerimizden Özgür Karagül, salyasını tutamayan öğrencileri görünce zihninde bambaşka bir kapı açıldığını ifade ederek onların sosyal yaşamlarını kolaylaştırmak için Turkcell Zekâ Gücü projesi desteğiyle özel bir önlük tasarlamış6. Tasarladığı bu önlükle zihinsel engelli öğrencilerimizin hayatını kolaylaştırmıştır. Yani zekâ ve yetenek, sorunu görünce çözüm üretmeye yönelik üretime geçmiştir. Kendisine yeterli rehberlik ve desteği bulunca da yapabileceklerini somut ürüne dönüştürebilmiştir.


(6) Bkz. https://twitter.com/BilsemMeb/status/1152254712760229889 

Üstün Yetenekli Çocukların Keşfi, Eğitimleriyle İlgili Sorunların Tespiti ve Ülkemizin Gelişimine Katkı Sağlayacak Etkin İstihdamlarının Sağlanması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporundan Yansımalar, Halide İncekara (22, 23, 24. Dönem İstanbul Milletvekili)

YENİ TÜRKİYE 115/2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 2: MUHTELİF YAŞTA ÇOCUKLAR VE TECRÜBİ RUHİYAT

Her çocuk ayrı bir alemdir. Her çocuğun ayrı bir tetkike tâbi tutulması yeni neslin terbiyesi nokta-i nazarından mühimdir. Doğumdan üç yaşına kadar çocukların tetkiki doğrudan doğruya mürebbiyeye ait olmadığı için bu bahis üzerinde tevakkuf etmeyeceğiz. Çocuk ana mektebine girdiği andan itibaren nema-yı muayeneye tâbi tutulabilir; bu kadarı da mürebbi için kâfidir. Bundan sonra ruhiyat nokta-i nazarından çocuğun tarassudu gelir. Üç yaşından yedi yaşına kadar çocukların ruhî tetkiki kabil midir? Yakın zamanlara kadar bu mesele ile çok az mütehassıslar uğraşıyordu. Müteveffa  Alfred Bine  ile refiki Doktor Simon’un, çocuk zekasının ölçülmesine dair vücuda getirdikleri mihekklerden istifade edilerek bu yaşlardaki çocukları tetkik etmek mümkün oluyor. Bir çocuk ne vakit şu, yahud bu mefhumu edinir, adet fikri muhtelif şekilleri altında zihnine ne vakit girer, lisanı nasıl teşekkül eder? ... ilh gibi birçok meseleler mürebbi için bilinmesi elzem olan şeylerdir. Ana mektebine dahil ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 3: İKİ YAŞINDAN ALTISINA KADAR ÇOCUKLARIN TERBİYE-İ BEDENİYESİ

Kindergartenlar – Çocuk Oyuncakları – Çocuklarda Ceht – Fiil-i Teneffüs – Terbiyede Gaye – Mini Minilerde Disiplin – Cahil Mürebbiyeler             Avrupa ve Amerika’da iki üç yaşından itibaren içtimaî müesseseler sırasına geçen çocuk bahçeleri kindergarten lerde terbiye görüyorlar. Alman pedagogu Frobel ’in bundan seksen sene evvel teessüs ettiği çocuk bahçeleri bu son elli sene zarfında ilk mekteplere tekaddüm eden ciddi ve samimi bir aile ocağı hâlini aldı. Frobel bu çocuk yuvasını teessüs etmekle cemiyet-i beşeriyenin nüvesi olan ilk çocukluk hayatının ruhî ve bedenî ihtiyaçlarını temin etti. Onun himmetiyle küçük dimağlar büyük yorgunluklardan kurtarıldı. Yine onun himmetiyle oyunun bir terbiye vasıtası olduğu anlaşıldı. Bu şefkat yurtları teessüs ettikten sonradır ki dört beş yaşında çocuklara kargacık burgacık yazılar ezberletmekten vazgeçildi. Kindergartenlerda bu mini mini yavrucaklarla kitapla, defterle, sıra ile, kürsü ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 1: ZİYARETÇİ MUALLİMLER

Muallimler; mektepte olduğu kadar aile içinde de çocukla çocuğun ebeveyniyle meşgul olmalıdırlar. Mekteplerdeki fakir talebenin öğle yemeklerini temin için şayan-ı şükran bir alâkadarlık vardır. Hilal-i Ahmer, Himâye-i Etfâl, yavrulardan bir kısmını olsun doyurmaya çalışıyorlar. Fikrimizce mektebe devam eden fakir olmayan diğer çocuklar da kâfi derecede kalori almıyorlar. Ana ve babalar çocuklarının gıdasıyla fazla meşgul olmamakla beraber, mektepler bilhassa kışın erken açıldığından talebe mektebe yetişememek korkusuyla ekseriyetle kahvaltı yapmadan evden çıkarlar. Öğle zamanı oyuna yetişmek için acele acele yiyip bahçeye giderler. Akşam yemeğinde de yorgun düştüklerinden tamam yemezler. Baba ile birlikte yemeği i’tiyad etmiş çocuklar, babası gecikince uykuya galebe edemez, aç da uyurlar. Muallimlerimiz, mektep doktoru ile birlikte bu çocuklarda da tetkikat yapsalar kâfi derecede gıda almadıklarını göreceklerdir.   Esasen mektep doktoru muallimlerle birlikte her çocuğun beden...