Ana içeriğe atla

Acemi Zihni

 


Çocuk başlı başına gizemli ve gizemini yalnızca 10-11 yıl koruyabilen bir canlıdır. Sürekli gelişim ve değişim içinde olan bu eşsiz varlığın gelişimine yardım etmek için onun gizemine derinlemesine bir yolculuk yapmak gerekir.

Çocuğun gizemine yolculuk

Çocuğun gizemine bir yolculuk ise yalnızca ondaki iç kuvvetin farkına varmamıza bağlıdır. Çocuk güçlüdür, farklıdır ve daima kendinin farkındadır. Farkındalığı bu denli yüksek olan bireyin, haliyle öğrenme kapasite ve kalitesi de bir o kadar yüksektir. Peki neden her çocuk anlamaz veya anlaşılamaz ?

Çocuklar neden anlamaz veya anlaşılmaz ?

Bunun en büyük sebebi çocuğun eğitiminden sorumlu kurum ve kişilerin çocuğun önüne koyduğu engellerdir. Çocuk, en iyi yaparak – yaşayarak öğrenir. Onun öğrenememesine sebep olan yalnızca sistem veya kişilerdir. Çocuk acemi zihninin en somut halidir. Yetişkin zihni, acemi zihninin öğrenmeye karşı gösterdiği doğal çabayı bir tarafa bırakır ve daima bilgiye bir çerçeve getirir. Çocuk da bilgiye konulan bu sınırların tam içine düşer. Bu sayede yetişkin, çocuğun zihnine bir gölge gibi çöker.

Çocukları anlamak için ne yapmalıyız?

Bilgiye ve bilime meraklı çocukların var olması için, biz yetişkinlerin kayda değer tutumlar göstermesi gerekir. Bunlardan ilki çocuğun zihnini “O öyle olur mu ?, Niçin böyle yapıyorsun?, Saçmalama artık, Yeter, Doğru düzgün yap şunu ! ” gibi ifadelerle baltalamak yerine, çocuğun bulunduğu bilgi alanındaki gelişimi uzaktan keyifle izlenmeli ve bu sayede çocuğun sahip olduğu enerjinin serbest bırakılmasına şahit olunmalıdır. 

Bir diğer tutum ise “Ben senin gittiğin yolları çoktan geçtim.” kalıbını “Bu yolu beraberce aşabiliriz.” ile değiştirmektir. Çok daha açık bir tabirle; çocuğun önünde durmak yerine arkasında durarak iç kuvvetin ortaya çıkmasına yardımcı olmak gerekir. Bu durum bir tohuma benzetilebilir. Çocuğun daha önce görülmemiş o gizemli enerjisi, artık somut eylem ve anlamlı düşünme becerisi olarak kazanılmaya başlar.

Bu nedenledir ki , onları sahip olduğumuz bu zor dünyanın kalıplarına girmiş mutsuz bireyler olarak yetiştirmek yerine, hayalini kurduğumuz o eşsiz dünya düzeninin başarılı kahramanları olabilecek şekilde yetiştirmek; hem bizleri hem de mevcut dünya sistemini bir çocuğun zihni kadar saf ve temiz yapacaktır.

Sena İLGAR

https://www.24okur.com/acemi-zihni/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 2: MUHTELİF YAŞTA ÇOCUKLAR VE TECRÜBİ RUHİYAT

Her çocuk ayrı bir alemdir. Her çocuğun ayrı bir tetkike tâbi tutulması yeni neslin terbiyesi nokta-i nazarından mühimdir. Doğumdan üç yaşına kadar çocukların tetkiki doğrudan doğruya mürebbiyeye ait olmadığı için bu bahis üzerinde tevakkuf etmeyeceğiz. Çocuk ana mektebine girdiği andan itibaren nema-yı muayeneye tâbi tutulabilir; bu kadarı da mürebbi için kâfidir. Bundan sonra ruhiyat nokta-i nazarından çocuğun tarassudu gelir. Üç yaşından yedi yaşına kadar çocukların ruhî tetkiki kabil midir? Yakın zamanlara kadar bu mesele ile çok az mütehassıslar uğraşıyordu. Müteveffa  Alfred Bine  ile refiki Doktor Simon’un, çocuk zekasının ölçülmesine dair vücuda getirdikleri mihekklerden istifade edilerek bu yaşlardaki çocukları tetkik etmek mümkün oluyor. Bir çocuk ne vakit şu, yahud bu mefhumu edinir, adet fikri muhtelif şekilleri altında zihnine ne vakit girer, lisanı nasıl teşekkül eder? ... ilh gibi birçok meseleler mürebbi için bilinmesi elzem olan şeylerdir. Ana mektebine dahil ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 3: İKİ YAŞINDAN ALTISINA KADAR ÇOCUKLARIN TERBİYE-İ BEDENİYESİ

Kindergartenlar – Çocuk Oyuncakları – Çocuklarda Ceht – Fiil-i Teneffüs – Terbiyede Gaye – Mini Minilerde Disiplin – Cahil Mürebbiyeler             Avrupa ve Amerika’da iki üç yaşından itibaren içtimaî müesseseler sırasına geçen çocuk bahçeleri kindergarten lerde terbiye görüyorlar. Alman pedagogu Frobel ’in bundan seksen sene evvel teessüs ettiği çocuk bahçeleri bu son elli sene zarfında ilk mekteplere tekaddüm eden ciddi ve samimi bir aile ocağı hâlini aldı. Frobel bu çocuk yuvasını teessüs etmekle cemiyet-i beşeriyenin nüvesi olan ilk çocukluk hayatının ruhî ve bedenî ihtiyaçlarını temin etti. Onun himmetiyle küçük dimağlar büyük yorgunluklardan kurtarıldı. Yine onun himmetiyle oyunun bir terbiye vasıtası olduğu anlaşıldı. Bu şefkat yurtları teessüs ettikten sonradır ki dört beş yaşında çocuklara kargacık burgacık yazılar ezberletmekten vazgeçildi. Kindergartenlerda bu mini mini yavrucaklarla kitapla, defterle, sıra ile, kürsü ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 1: ZİYARETÇİ MUALLİMLER

Muallimler; mektepte olduğu kadar aile içinde de çocukla çocuğun ebeveyniyle meşgul olmalıdırlar. Mekteplerdeki fakir talebenin öğle yemeklerini temin için şayan-ı şükran bir alâkadarlık vardır. Hilal-i Ahmer, Himâye-i Etfâl, yavrulardan bir kısmını olsun doyurmaya çalışıyorlar. Fikrimizce mektebe devam eden fakir olmayan diğer çocuklar da kâfi derecede kalori almıyorlar. Ana ve babalar çocuklarının gıdasıyla fazla meşgul olmamakla beraber, mektepler bilhassa kışın erken açıldığından talebe mektebe yetişememek korkusuyla ekseriyetle kahvaltı yapmadan evden çıkarlar. Öğle zamanı oyuna yetişmek için acele acele yiyip bahçeye giderler. Akşam yemeğinde de yorgun düştüklerinden tamam yemezler. Baba ile birlikte yemeği i’tiyad etmiş çocuklar, babası gecikince uykuya galebe edemez, aç da uyurlar. Muallimlerimiz, mektep doktoru ile birlikte bu çocuklarda da tetkikat yapsalar kâfi derecede gıda almadıklarını göreceklerdir.   Esasen mektep doktoru muallimlerle birlikte her çocuğun beden...