Ana içeriğe atla

Plastik Beyin





Nöroplastite, 'plastik beyin', yani beynin kalıba sokulabilir olma durumuna verilen isimdir. Bizler genellikle içinde bulunduğumuz anlara göre beynimizin sadece zihinsel durumunun değiştiğini düşünürüz. Oysa yaşantılarımız yolu ile sadece beynimizin zihinsel durumunu değil aynı zamanda fiziksel yapısı da değişir. Nasıl mı?

Beyin Şekil Değiştirir

İnsan, yaşamı boyunca her yeni gün yeni bilgiler öğrenir ve bu yeni bilgileri depolamak üzere beynine alır. Alınan bilgi, beynin mimari yapısında değişiklik meydana getirir ve yapısal olarak alınan yeni bilgiye göre beyin şekillenmeye başlar. Bu esnada duyulardan alınan yeni uyaranlar ile birlikte beyin hem bilgiyi hem de yapısını yeniden inşa etmeye başlar. Hem yapısal hem işlevsel bir inşa sürecinde beyin yepyeni nöral (sinirsel) yollar oluşturur.

Beyin hücreleri arasında oluşan nöral bağlantılar ise en çok deneyimler yolu ile kalıcı hale gelir. Deneyimlenmeyen ve duyular yolu ile pekiştirilmeyen bilgiler ise beyinde kalıcı olarak var olamaz. Bilgi ya da uyaran beyne alınır ancak deneyimlenmediği sürece yok olup gider. İşte bu nedenle öğrenilen bir bilginin kalıcılığı için deneyim şarttır.

Etkili bir deneyim yaşamanın şartları nelerdir ?

Deneyim , kişinin ilgisi doğrultusunda edindiği anlamlı yaşantılardır. Kişinin ilgisi nereye yönelirse nöronlar orada ateşlenir ve bir araya gelir. Kısaca her birey ilgi duyduğu alanda en etkili deneyimlerini yaşar.

Peki bizler hayata hazırladığımız biricik çocuklarımızın her alanda tam öğrenmeyi gerçekleştirebilmesi için onların deneyimler elde etmesine ne kadar izin veriyoruz?

Ebeveynler için ‘hata yapmak‘ doğruluğun zıttı olarak algılanır. Oysa hata, doğruya giden yolun temelini oluşturur. Çünkü evrende her şey zıttı ile var olur. Örneğin, sizin bir nesneye soğuk diyebilmeniz için öncelikle sıcak bir nesnenin varlığından haberdar olmanız gerekir ki iki nesneyi karşılaştırıp sıcak ya da soğuk olana karar verebilesiniz. Aynı şeyi karanlık için de örneklendirebiliriz. Bir insanın karanlığı tanımlayabilmesi için öncelikle aydınlığı görmesi gerekir. İşte hayatta doğrular da böyledir. Hata yapmadan doğrunun varlığı ve değeri hiçbir zaman bilinemez. Bu nedenledir ki hata insanın en büyük eğiticisidir. Yanlış yapmadan, yanlışı yaşamadan doğru bilinemez.

Tüm hatalarımıza bir teşekkür borçluyuz.

Bu günün güçlü ve dimdik ayakta duran ebeveynleri olarak kendi doğrularınız varsa tüm bunların hepsini bu zamana kadar yaptığınız hatalara borçlusunuz. Onlar sayesinde öğrendiniz, piştiniz ve sonunda ‘ben’ dediğiniz o eşsiz varlığı oluşturdunuz.

Geçmişin hata yapan çocukları olan sizler, şimdilerde geleceğin güçlü ebeveynleri olacak çocukları yetiştiriyorsunuz. İşte bu nedenle zor da olsa onların da kendileri olmalarına izin verin. Kendileri olduklarında hata yapmalarına, düşmelerine izin verin ki onlar da kendi doğrularını oluşturabilsin. Neyin yanlış olduğunu gerçekten öğrenebilsin ve onu zihninde belirginleştirsin.

Hayatta bilgilerin veya olguların çocuklarımız tarafında tam öğrenilmesini sağlamak için onlara hata yapmamayı değil, hataların hayatta insanı doğruya götüren öğreticiler olduğunu öğretmemiz gerekir.

Sena İLGAR

https://www.24okur.com/plastik-beyin/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 2: MUHTELİF YAŞTA ÇOCUKLAR VE TECRÜBİ RUHİYAT

Her çocuk ayrı bir alemdir. Her çocuğun ayrı bir tetkike tâbi tutulması yeni neslin terbiyesi nokta-i nazarından mühimdir. Doğumdan üç yaşına kadar çocukların tetkiki doğrudan doğruya mürebbiyeye ait olmadığı için bu bahis üzerinde tevakkuf etmeyeceğiz. Çocuk ana mektebine girdiği andan itibaren nema-yı muayeneye tâbi tutulabilir; bu kadarı da mürebbi için kâfidir. Bundan sonra ruhiyat nokta-i nazarından çocuğun tarassudu gelir. Üç yaşından yedi yaşına kadar çocukların ruhî tetkiki kabil midir? Yakın zamanlara kadar bu mesele ile çok az mütehassıslar uğraşıyordu. Müteveffa  Alfred Bine  ile refiki Doktor Simon’un, çocuk zekasının ölçülmesine dair vücuda getirdikleri mihekklerden istifade edilerek bu yaşlardaki çocukları tetkik etmek mümkün oluyor. Bir çocuk ne vakit şu, yahud bu mefhumu edinir, adet fikri muhtelif şekilleri altında zihnine ne vakit girer, lisanı nasıl teşekkül eder? ... ilh gibi birçok meseleler mürebbi için bilinmesi elzem olan şeylerdir. Ana mektebine dahil ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 3: İKİ YAŞINDAN ALTISINA KADAR ÇOCUKLARIN TERBİYE-İ BEDENİYESİ

Kindergartenlar – Çocuk Oyuncakları – Çocuklarda Ceht – Fiil-i Teneffüs – Terbiyede Gaye – Mini Minilerde Disiplin – Cahil Mürebbiyeler             Avrupa ve Amerika’da iki üç yaşından itibaren içtimaî müesseseler sırasına geçen çocuk bahçeleri kindergarten lerde terbiye görüyorlar. Alman pedagogu Frobel ’in bundan seksen sene evvel teessüs ettiği çocuk bahçeleri bu son elli sene zarfında ilk mekteplere tekaddüm eden ciddi ve samimi bir aile ocağı hâlini aldı. Frobel bu çocuk yuvasını teessüs etmekle cemiyet-i beşeriyenin nüvesi olan ilk çocukluk hayatının ruhî ve bedenî ihtiyaçlarını temin etti. Onun himmetiyle küçük dimağlar büyük yorgunluklardan kurtarıldı. Yine onun himmetiyle oyunun bir terbiye vasıtası olduğu anlaşıldı. Bu şefkat yurtları teessüs ettikten sonradır ki dört beş yaşında çocuklara kargacık burgacık yazılar ezberletmekten vazgeçildi. Kindergartenlerda bu mini mini yavrucaklarla kitapla, defterle, sıra ile, kürsü ...

Tarihimizden Eğitime Dair Notlar 1: ZİYARETÇİ MUALLİMLER

Muallimler; mektepte olduğu kadar aile içinde de çocukla çocuğun ebeveyniyle meşgul olmalıdırlar. Mekteplerdeki fakir talebenin öğle yemeklerini temin için şayan-ı şükran bir alâkadarlık vardır. Hilal-i Ahmer, Himâye-i Etfâl, yavrulardan bir kısmını olsun doyurmaya çalışıyorlar. Fikrimizce mektebe devam eden fakir olmayan diğer çocuklar da kâfi derecede kalori almıyorlar. Ana ve babalar çocuklarının gıdasıyla fazla meşgul olmamakla beraber, mektepler bilhassa kışın erken açıldığından talebe mektebe yetişememek korkusuyla ekseriyetle kahvaltı yapmadan evden çıkarlar. Öğle zamanı oyuna yetişmek için acele acele yiyip bahçeye giderler. Akşam yemeğinde de yorgun düştüklerinden tamam yemezler. Baba ile birlikte yemeği i’tiyad etmiş çocuklar, babası gecikince uykuya galebe edemez, aç da uyurlar. Muallimlerimiz, mektep doktoru ile birlikte bu çocuklarda da tetkikat yapsalar kâfi derecede gıda almadıklarını göreceklerdir.   Esasen mektep doktoru muallimlerle birlikte her çocuğun beden...